Wednesday, May 17, 2006

GİRİŞ

“Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği” (TİKB) adıyla kendisini tanıtan örgüt, proletaryanın ihtilâlci partisinin kurulması gerektiğini belirterek, kendisinin bu yolda mesafeler aldığını iddia ediyor. Biz bu yazıda, “TİKB”nin örgüt yayın organlarındaki düşüncelerini ele alıyoruz. Yayınlarındaki bir çok görüşün eleştirisini yaptığımız halde, yayınladıkları örgüt tüzüğünü, burada özellikle incelemedik. “TİKB”nin, ideolojik ve siyasî muhtevasını en önemli noktalardan eleştirirken, tüzük incelemesine girmeyi yersiz bulduk. Biz bu gün, gerek programda, gerekse tüzükte, ayrıntılardan önce, en temel görüşleri ve meseleleri tartışmalı ve ön plâna çıkarmalıyız. Bu noktada şu açıklama, bizim komünist parti program ve tüzüğünü hangi temeller üzerinde düşündüğümüzü açıkça belirtir.
Parti meselesinin önemi, komünistler tarafından, bütün ciddiyetiyle ele alınmak zorundadır. Proletarya mücadelesinin bütün tarihi içerisinde, en gelişkin parti örneği olarak, Bolşevik Parti’yi görmekteyiz. Bu sebeple, bütün Rusya proletaryasının komünist partisi, bu konudaki incelememizin, başlıcasını teşkil eder. Çünkü, bu partiye temel prensip olmuş şeyler, bütün proletarya partilerinin temel prensipleri olabilecek şeylerdir. Bundan başka, diğer başka partilerden de, yeni şeyler öğrendiğimiz ve öğreneceğimiz de tabiîdir. Fakat, esas olarak biz, kendi sosyal şartlarımızın partisini yaratacağız.
Bu parti, bir yandan, proletaryanın dünya çapındaki bilimsel komünist mücadelesi kadar eski; bir yandan da, bu zamanda ve bu mekânda, Marksizm-Leninizm’in, yani bilimsel komünizmin bir örneğini göstermesi bakımından, yepyenidir.
Bu parti, Türkiye’de proletarya mücadelesinin bütününe sahip çıkması açısından, proletaryanın bütün mücadele tarihi kadar eski, fakat, Marksizm-Leninizm’in yani bilimsel komünizmin ilk örneğini göstermesi bakımından, yepyenidir.
Komünist partinin amacı, komünizmin ilk safhası olan, sosyalizmi kurmaktır.
Sömürenler ve sömürülenler olarak ele aldığımızda, emperyalizmi, ona bağlı olarak gelişmekte olan kapitalizmi ve en gerici sistem olan toprak ağalığını, ihtilâlin karşısındaki saflarda, ihtilâlin mücadele hedefi olarak görmemiz ve göstermemiz gerekir. Öte yandan, başta proletarya olmak üzere, yoksul köylülük ve ezilen sömürülen öteki yığınları da, ihtilâlci saflarda, hedefe doğru yürüyen sosyal güçler olarak görmemiz ve göstermemiz gerekir. Bu durumda hareket, bir bütün olarak; anti-emperyalist, anti-kapitalist ve anti-feodal bir mahiyet göstermektedir.
Zorunlu bir sonuç olan ihtilâlin, proletaryaya ve onun öncüsü partiye yüklediği sorumluluk, daha ilk andan, bir sosyal ayaklanmayı yönetmeye aday olması bakımından önem kazanır. Tarihî tecrübelerle öğrenmiş bulunduğu halk savaşları, kendisine, emperyalizmle mücadelenin ciddiyetini kavratabilmiştir. Fakat, değişen şartlarda, proletaryanın gelişkin bir sınıf olarak ortaya çıktığı şartlarda; mücadelenin değişik biçimleri hakkında, enternasyonal anlamda da yeni olan mücadeleler keşfedecektir. Yığınları, proletarya önderliğinde, çeşitli savaş biçimlerine uygun bir ayaklanmaya göre teşkilatlayacak olan bir parti hareketinin kendisine seçeceği metod, daha bu günden, yarının bir kopyası olarak uygulanmaya başlanacaktır.
Proletarya ihtilâlinin görevi, sosyalizme geçişi sağlayacak olan rejimi kurabilmektir. Bunun için:
Birincisi, içinde bulunduğu mevcut sömürücü rejimi, bütün kurumlarıyla birlikte, ortadan kaldıracaktır.
İkincisi, kuracağı yeni rejim, sosyalist diktatörlüğün henüz ilk safhası olan, proletaryanın önderliğinde ve onun komünist partisi öncülüğünde, yoksul köylülükle birlikte, demokratik bir diktatorya olacaktır. Bu rejim en kısa zamanda, kendisi ile uzlaşmaz çelişkiler göstermeyen, proletarya diktatoryasına yerini bırakacaktır.
Komünist partide, bağımsız, gizli ve merkezî yapı esastır.
Komünist partiyi yaratan öz, proletaryanın sınıf siyasetidir. Bu anlamda bağımsızlık, diğer bütün sınıflardan ayrı ve doğrudan doğruya proletaryanın çıkarlarını gözeten bir siyasî örgütlenme ve mücadeleyi yürütmek demektir. Buna, burjuva kanunlarının hiç bir hükmüyle sınırlanmamayı da eklemeliyiz.
Komünist parti temel olarak illegal örgütlenmeye dayanır. Bu, proletaryanın kurtuluş mücadelesinde zor yolunu seçmek zorunda kalışının ve aynı zamanda, bağımsız yürüttüğü siyasetinin tabiî sonucudur.
Komünist parti, ülkedeki bütün proletaryayı, birbirlerinden bağımsız mücadele veren birlikler olmaktan kurtarıp; üke çapında bir mücadele hareketi olarak, merkezî bir biçimde örgütler.
Komünist partide örgütlenme bağlantısı, merkezden fabrika hücrelerine doğru, dikey bir tarzda kurulur.
Komünist partide görevlerin dağılımı, yani yönetim­, demokratik merkeziyetçilik prensibine göre yürütülür.
Komünist partisi üyeleri, asgari teorik ve pratik bilgiyle donanmış, parti üyeliğini ve bunun getirdiği görevleri kendisine başlıca iş edinmiş; yoldaşlık ilişkilerinin gerektirdiği güveni sağlamış, disiplinli Marksist-Leninist profesyonellerden seçilir.
Legal sosyalizmin ayaklarını bastığı toprak, kaymaya başlamıştır. Revizyonist ve oportünist siyasetin, proletarya içerisindeki çöküşe doğru gidişi, komünistlere yeni imkânlar yarattığı halde; gerçekçi olarak baktığımızda görürüz ki, komünistler bir avuçtur. Ve gene bu bir avuç komünistin, dağınık ve örgütsüz olduğu da bir gerçektir. Halbuki, proletaryayı ihtilâlci bir tarzda örgütleyecek yegâne güç, komünistlerin birliği ve örgütlü mücadelesidir.
Komünistlerin birliği, komünist partinin yaratılmasının ilk adımıdır. Böyle bir birlik, kendisine amaç olarak, proletaryanın vaz geçilmez ihtiyacı olan komünist partiyi yaratmayı almalıdır. Bütün Türkiye’yi içine alacak bir partinin yaratılması bu aşamada iken, yolun henüz başlangıcında olduğumuz ortadadır.
Biz, yarın gerçek olacak olan bu günkü tasarı halindeki partinin ilk örgütlenmesine geçerken; program ve tüzüğün en genel esaslarını, fakat tam olarak benimsemeyi ön görüyoruz. Komünistlerin birliğinin bu günkü görevini ise, yaratılacak partinin ve bu partiye esas olmuş olan temellerin propagandası şeklinde tespit ediyoruz. Proletarya arasında, illegal edebiyatı yayarak, onları, partiyi yaratmada aktif unsurlar haline getirebiliriz.Bizim hiç bir zaman unutmadığımız şey, partinin, proleter yığınlar arasından doğacağı hakkındaki bilimsel tezdir.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home